19 Mayıs 2012 Cumartesi

İnsanlar bir yılda değişir dedi otorite

Sitemkar sözlerim kimseyi acıtmamış, vefasızlığınızın ardındaki pişkinlik duygusu ört pas etmiş, paslandırmış, ciğerlerinizdeki ahbaplık duygusunu. Gözlerim yalan söylemez ve her defasında acıtacaktır sizi, içinizdeki şeytani planlarla dolu, entrikalarla dolu, ucuz seks kokan hayallerinizi. Bir akbaba misali, çöküşmüş olacaksınız leşlerime. Gururla bakacağım, her nefesinizde hatırlatacağım sözlerinizi. Bir eli bende diğer eli belde olan ellerinizi, "harikulade riyakar" özlerinizi; yakacağım, suskunluğumla, benliğimle ve elbet ki gidişlerimle, beni ben yapan tüm sözlerimle, suda kavuran gözlerimle, bozulmuş özleriyle...

Alayını yakıp, yıkasım var. Değer mi değmez mi ikilemindeyken ben, bir eli balda bir eli kürekte olan ahbaplar, gününü gün edip, bir "nasılsın?" sorusunu sormaktan acizler. Yaştan kaynaklanıyor büyük ihtimalle bu yaşlarda böyle ya da bütün ahbaplarımın mizacı böyle. Şaşkınlık içinde ben bunları değerlendiriyorum günlerdir.

"İnsanlar bir yılda değişir dedi otorite."

HAYIR!

Bir insan, dostun, kardeşin, sevgilin, akraban, kim olursa olsun fark etmez herhangi bir insan, bir günde, bir saatte, bir dakikada değişebilir. İnsan, ucunda çıkarı varsa eğer, et ete, göz göze değecekse eğer, etraftakiler onu marjinal görecekse eğer, mis gibi yeşillik kokan 20'likleri tadacaksa eğer, iki dakikalık arzular olacaksa eğer ve bin bir türlü entrikaları döndüren kişi o olacaksa eğer, ana rahminden fırlar gibi; bir mavzerin sesi gibi döner, değişir ve yankılanır. Etrafındakilerin de umrunda sen kalmazsın, bir "nasılsın?"dan mahrum ahbaplar nerde ortam oraya kurulur, seni susturur, seni haksız çıkartır, iyi niyetini suistimal eder ve arkandan iş çevirir sonunda.

İşte ahbaplıklar böyle bir şey aslında. Güvenmeme dersi veren tek kurumdur ahbaplık.

Ümit Yaşar Oğuzcan son noktayı koyar.

DOST BİLDİKLERİM

Sanırdım gündüzdü onlarla gecem 
İçimde ümitti dost bildiklerim 
Ne zaman yıkılıp yere düştüysem 
Bırakıp da gitti dost bildiklerim 
Hepsi varken baharımda, yazımda: 
Kışın bir burukluk kaldı ağzımda 
Seneler senesi oysa gözümde 
Cihana eşitti dost bildiklerim 
Nerde o sözlere kandığım günler? 
Her gülen yüzü dost sandığım günler 
Acıdan kahrolup yandığım günler 
Ta canıma yetti dost bildiklerim 
Meydana çıkalı asil çehreler 
Aydınlanmaz oldu artık geceler 
Yalanlar tükendi, indi maskeler 
Birer birer bitti dost bildiklerim 
Korkar oldum bana *dostum* diyenden 
Yoksa yok olandan, varsa yiyenden 
Ne onlardan eser kaldı ne benden 
Beni benden etti dost bildiklerim.